Son 20 yılda Göğüs Hastalıkları alanında çığır açan buluş olarak bilinen EBUS, aslında ileri bronkoskopik bir tanı yöntemidir. Bu yöntemle yapılan bronkoskopik incelemede, klasik bronkoskopiden farklı olarak hem bronşların içerisi görülebilir hem de bronşların dışında kalan ancak bronşlara komşu olan yapılar ultrasonografi ile görülebilir ve bu yapılardan biyopsi alınabilir. Bu yöntemde bronkoskopun ucuna yerleştirilmiş bir ultrasonografi cihazı ile göğüs içerisindeki lenf bezleri görülebilir ve gerçek zamanlı bir görüntüleme eşliğinde biyopsi alınabilir. Lenf bezlerinin yanı sıra bronşa komşu tümör dokusundan da bu yöntemle biyopsi alınması mümkündür. EBUS ta biyopsinin gerçek zamanlı olması yani iğnenin lezyonun içerisine ultrasonografik görüntü eşliğinde batırılması biyopsinin teşhis gücünü ve işlemin güvenliğini arttırır. Ultrasonografi ile kan damarlarının görülmesi ve iğnenin damar dışı alanlara yönlendirilmesi kanama olasılığını çok azaltmaktadır.
EBUS akciğer kanseri tanısı konulmuş hastalarda göğüs içerisindeki lenf bezlerine metastaz olup olmadığının saptanması, lenfoma, tüberküloz, sarkoidoz gibi lenf bezi hastalıklarının tanısının konulması ve akciğer kanseri tanısının konulmasında kullanılmaktadır. Ayrıca diğer organların kanserlerinde göğüs içi lenf bezlerine metastaz kuşkusu varsa bunu doğrulamak veya ekarte etmek amacıyla EBUS yapılmaktadır.
EBUS yöntemi ile alınan materyallerde genetik analizler yapılabilir. Böylelikle tanısı konulan akciğer kanserinin akıllı ilaçlarla tedaviye uygun olup olmadığı test edilebilir.
EBUS işlemi de aynı klasik bronkoskopide olduğu gibi ayaktan hastalara, hasta tercihine göre genel anestezi ile veya sedasyonla uygulanabilir.